Musevi İşadamı Doğan Kasadolu’dan İsrail Özrü üzerine çarpıcı tespit ve analizler….

HÜR HABER / HABER MERKEZİ
RÖPORTAJ : M. FATİH GEDİMAN
FOTOĞRAFLAR : UĞUR SALAMCI

SUNUŞ: Alarko Holding eski yöneticisi ve aynı zamanda Üzeyir Garih’in arkadaşı olarak bilinen Musevi İşadamı Doğan Kasadolu ile İsrail’in Mavi Marmara özrü, Filistin meselesi ve ilişkilerin geleceği üzerine konuştuk. Kasadolu kamuoyunda verdiği hukuk mücadeleleri ile bilinirken geçtiğimiz yıllarda bir Musevi vatandaş olarak Başbakan’a ‘Gazze’ye beni de götürün’ teklifi ile de adından söz ettirmişti.

İşte Kasadolu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiden çarpıcı başlıklar:

KAN DÖKMEDEN DURDURULABİLİRDİ

– Mavi Marmara’ya saldırı gecesiyle başlayalım daha geniş bir açıdan bakabilmek adına dilerseniz. Siz bu operasyona nasıl bakıyorsunuz bir Musevi olarak?

İsrail’in pervasızlığının dünya sahnesinde dikkat çekmesini sağlayan büyük bir yanlış olarak görüyorum ben Mavi Marmara operasyonunu. Baştan beri düşündüğüm şu; İsrail’İn teknolojisi bu gemiyi kan dökmeden durdurmaya yeterliydi. Bu tartışma götürmeyen bir konu. Dünyanın en yüksek askeri teknolojisine sahip bir İsrail’in, kendisine doğru ve içerisinde savaşmaya değil yardıma gelen bir gemiyi Uluslararası ya da kendi sularında (Durdurmaksa) amacı bunu kesinlikle yapabilirdi. Onun için artniyetli bir adımdı.

İŞTE İSPATI

Şuradan bakınca daha söylediklerim daha net anlaşılır. Peki neden ondan sonra bir daha olmadı böyle bir olay? Mavi Marmaradan sonra bir sürü gemi gitti hatta bazıları sembolik olarak aynı ismi taşıyordu. Avrupa’dan şuradan buradan onlarca gemi gitti Gazze ambargosunu delmek için. Neden aynı ölümler yaşanmadı? Onlar nasıl durduruldu? İstenince oluyormuş demekki.

En güncel Malatya Haber metinleri için linke tıklayın

İSRAİL HALKI DA HEMEN DAVA AÇMALI! ÇÜNKÜ…

Burada ben meseleye 2 boyutta bakıyorum.
Birincisi İsrail yönetiminin, Genelkurmayının kendi halkına yanlışı. Diyeceksiniz ki ne alakası var? Ama bakın konuya bu açıdan İsrailliler dahil kimse bakmadı. Bir kere İsrail devleti o gemiye o gençlerini indirmekle gençlerin hayatını riske etmiştir. Bizim gemideki insanlarımız yine efendi insanlarmış ki boğmadılar onları. Yani o kadar adam inen 3 tane çocuğu istese öldüremez miydi? Anlık bir iş. Onun için şimdi öncelikle eğer İsrail’de demokrasi varsa, hukuk varsa; İsraillileri kendi komutanları ve bu katliama vesile olan, emri veren ve bu felakete neden olan şahıslarla alakalı dava açmaları gerekir.

ÖLDÜRMEYE MECBUR BIRAKILDILAR

Yani o gemidekilere zarar veren gençler ve aileleri buna mecbur bırakıldıkları için sonuna kadar takipçisi olacakları bir hukuk mücadelesine girmeli. Ben bu konuyu irtibatım olan bazı İsraillilerle de konuştum. Hepsi de haklısın dedi.

ORADA HERKES ASKER

– Peki sizce neden bunca zamandır dava açmıyorlar?

Orada herkesin evladı torunu asker. Ülkede insan kıtlığı var çünkü. 3 sene askerlik yapıyorlar sonra her sene 45 gün askerlik yapıyorlar. Dolayısıyla herkes asker. Şimdi o gençleri riske etmenin alemi var mıydı orada? Bu hassasiyeti görmedim İsraillilerde.Çünkü kimi korkuyor kimi de taraf tutuyor. Hukuk bir insanlık meselesidir. Ben bir Musevi olarak mesela Neve Şalom vakfına dava açtım. Eğer taraf tutup hukuki bulmadığım uygulamalara karşı dik durmazsam bir defa kendime açıklayamam bu durumu. Buna karşılık Kızılay, TMSF vs. bir çok yerle hukuk mücadelesi verdik. Çünkü demokrasi ve hukuka inanan insanların yapması gereken hukuktan taraf olmaktır.

Özürden sonra bir cesaret olur mu? Şimdi açabilirler mi?

Şimdi tabi İsraillinin bakış açısı çok farklı. Bana soracak olursanız benim evladımı riske eden adam, devlet kim olursa olsun hesap verecek arkadaş. Tabi söylediğim gibi İsrail vatandaşlarının o adamları şikayet etmelerini istiyorum. Ama beklemiyorum tabiki. Yapacaklarını sanmıyorum. Sadece diliyorum…

İLİŞKİLER DÜZELİR AMA ŞEHİTLER GERİ GELMEYECEK

İkinci konu da bizim insanımız açısından konunun önemi.. Bu gayet tabi kabul edilebilir bir olay değil. Bu öyle tazminatla, Gazze’yi açmakla falan unutulacak bir olay değildir. Tabi Sayın Başbakan ve hükümetimiz ilişkilerin normalleşmesi için belli bir tavır koymuştur ortaya. 3 Şart koşuldu falan ama. Mağdur aileler açısından bakılacak olursa giden şehitlerimizin hiçbirinin canını geri getirmeyecek.

DAVALARINDAN VAZGEÇMESİNLER

– Ne düşünüyorsunuz peki? Türkiye’deki davalarından vazgeçmesinler gibi bir sonuç çıkardım ben buradan…

Şimdi İsrail tarafında bir şart söz konusu. Pek kamuoyuna yansımasa da İsrail, mağdur ve müdahillerin Türkiye’de görülen Mavi Marmara davalarından vazgeçmelerini istiyor. Ben hukukun üstünlüğüne inanan birisi olarak bundan taraf değilim. Bence vazgeçmemeliler.

MAVİ MARMARA DAVASINA TİYATRO DİYENLER HAKSIZ

İsrail bunu önemsiyor mu gerçekten? Çünkü özellikle Mavi Marmara’ya karşı olan muhalefet partileri bu davalara Tiyatro (Kendin söyle kendin işit) gibi yakıştırmalarda bulundular.

Tabii. Çok tedirgin ediyor onları bu konu. Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı başka bir ülkede katil diye yargılanıyor. Yani bu güzel bir olay mı? İsrail bunu resmi olarak söylemedi ama Takmıyorum dese bile sen neyi takmıyorsun? Benim mahkemem karar versin güzel delillere dayalı bir karar versin de bakayım o zaman takıyor musun takmıyor musun?

– Peki davalardan vazgeçilmezse süreç zedelenir mi?
Şimdi ben davaların dosyalarını yahut içeriğini incelemedim. Yani bir kamu davası mıdır? Şahıs davası mıdır? Çok detayları bilmiyorum ama bir çok müdahilin olduğunu biliyorum. Zaten ben bir davaya müdahilsem ve şikayetimi geri çekmiyorsam o dava devam etmeli. Burada ben kalkıp da devletin de bu yönde bir baskı yapacağını sanmıyorum. Ama davalar ilişkinin düzelmesini engeller mi diye bakacak olursak sanmıyorum. Engellememeli çünkü bunu yapanlar sayılı kişi. Koca Türkiye İsrail ilişkisi 5-10 kişilik bir iş değil. Kaldı ki bu insanları feda etmek gözden çıkarmak zorunda. Çünkü bu kişiler insanlık suçu işlemiş.

BAŞBAKAN ERKEKÇE DURDU

– Peki başbakan’ın ve dolayısıyla devletin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbakan bu konuda deyim yerindeyse erkekçe, bir duruş sergilemiştir. Dik durmuştur ve bu noktaya gelinmesinde aslan payına sahip olan isimdir. Efendim Obama yapmış! Diyelim ki öyle: Yapar tabi. Senin kara kaşına kara gözüne mi yapıyor bunu? Yapıyor çünkü artık Başbakanın ve Türkiye’nin bir ağırlığı var.

DAHA ÖNCEKİLER NEDEN YAPTIRAMADI?

İşi ufalamak için ortaya atıldı bu ‘Obama yapmış’ lafı. Bunu diyenlerle polemiğe girmeye gerek yok. Onlar önce şunu soracaklar kendilerine. Bir ABD Başkanı neden bugüne kadar bu denli önemsememiş de Türkiye’yi şimdi yapıyor bunları? Bu iş ülke liderinin ağırlığı ve devletin duruşu ile olur ve netekim oldu da.

BAŞBAKANLA GAZZE’YE GİTMEYE HAZIRIM

Siz Mavi Marmara olayı sonrası Başbakan’a yazdığınız bir mektupla ‘Gazze’ye birlikte gitmeyi’ teklif etmiştiniz…

Evet, bombardıman ve Mavi Marmara olayları vuku bulduğunda Sayın Başbakan’ın Gazze’ye gitmesi söz konusuydu o dönem. Ben de bir TV röportajımda Sayın Başbakan’ı yakında Ortadoğu’nun lideri olarak göreceğiz demiş ve Gazze ziyareti sırasında yanında olmaya hazır olduğumu bildirmiştim.

TÜRKİYE’Yİ TERÖR DEVLETİ YAPMADILAR
Ben bu noktada farklı bir şeye dikkat çekmek istiyorum.Hükümetin tutumu Türkiye’yi terör devleti olmaktan kurtarmıştır. Şöyle ki; 1972 yılında Münih Olimpiyatlarında bir oyun oynanıyor. Münih’te İsrailli sporcular Filistinliler tarafından katlediliyor. Bunun üzerine İsrail devleti karar alıyor ‘Biz bir Tim oluşturacağız. Bu saldırganları dünyanın nerede bulursak öldüreceğiz’ diye. Şimdi bir devlet böyle bir karar alamaz. O zaman terör örgütü olmuş olursun. Bir devlet hukukla çalışır. Bu savunma değildir. Ve ayrıntıları bilen bilir o tim o saldırganları öldürdü. Şimdi Türkiye de aynı şeyi yapsaydı. Mavi Marmara’ya karışan askerleri bir tim oluşturuyoruz nerede bulursak orada öldüreceğizdese İsrail buna ne derdi? Kararı siz verin…

Bugün Gazze’ye yine bir ziyaret söz konusu; Aynı noktada mısınız?

Sayın Başbakan Gazze ziyaretten başarıyla döneceğine inanıyorum. O dönem birileri beni ‘içimizdeki hain’ diye ilan ettiler. Gurur duydum tabi onlar tarafından böyle anılmaktan. Demek ki iyi birşey yapıyoruz. Kimsenin cesaret edemediği dönemde giderim dedim. Şimdi yine de hazırım. Bize bir görev düşerse memnuniyetle yerine getirmeye hazırım. Bizler ikbal değil demokrasi ve hukuk peşindeyiz.

MASAYA VURANLAR BUGÜN MASAYI YALADI

Bahsettiğiniz Erdoğan’ın Ortadoğu liderliği sağlandı mı şuan sizce?

Bu kaçınılmaz bir olaydı ve o günler geldi diyebiliriz. Düne kadar özür dilemem diye masaya vuran adamlar bugün masayı yaladılar. ‘Şu hatta boru döşenecekmiş, Obama ile pazarlık yapılmışmış..’ böyle maddeler sıralayıp kılıf bulmaya çalışanlar komik duruma düşüyor. İşte özür dilediler daha konu sıcakken hemen gelelim tazminatları verelim diye kuyruk oldular. Bu kadar önemli Türkiye bölgede artık.

GAZZE ABLUKASI FARKLI / BU SAVAŞ ÇOK ZOR BİTER

– Özür ve tazminat konusunda bir tartışma kalmadı diyebiliriz. Ama sanki ablukanın kalkmasına kimse inanmıyor. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?

Gazze ablukasına farklı bir olay. Netanyahu’nun abluka kalktığını fakat katyuşkaların (Kassam Roketleri) bitmesi şartı ile bunu söylediğini biliyoruz. Bu savaş 6 bin senelik bir savaş. Hz. Musa Firavunun elinden almış İbranileri (İsraillileri) getirmiş Filistin’e. Filistin’de kimler var? Filistinliler. İbraniler de diyor ki ‘biz daha önce buradaydık. Kaldı ki bu toprakları tanrı bize vaadetti. Vaadedilmiş topraklarımız burası…’ Ve didişme başlıyor… İlk savaşları o zaman… İlk dövüş Müstakbel İsrail Kralı Davut ile Filistinli dev adam GOLYAT!… Bu bitmez. Ama bir yerde de kana bir dur demek lazım. Anlaşma zor ama buna dur demek lazım elbette…

Aklın yolu birdir. Barış yolu refahtan, iktisadi kalkınmadan geçer. Bakınız Almanlarla Fransızlar onlarca sene savaştılar. Nihayetinde iktisadi menfaatleri icabı birlikte AB devletini kurdular.

Ancak bunu yapabilmek için tarafların güveneceği yüksek kişiliğe sahip sözünün eri lider gerekir ki bu lider de bellidir. Bu Filistin İsrail barışını sağlayacak akan kanı durduracak olan lider Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

HÜR HABER imzalı haberler kaynak gösterilse dahi aktif link verilmeden kullanılamaz