Tarihler 25 Ağustos 2001’i gösteriyordu. Alarko Holding Başkanı Üzeyir Garih sansasyonel bir biçimde 10 bıçak darbesiyle öldürüldü. Garih’in cesedi, Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bulundu. O günden bu yana üzerinde çokça spekülasyonun yapıldığı cinayete ilişkin halen perde tam olarak aralanamadı. Garih’i yakından tanıyan ve cinayetin Türkiye’nin karanlık güçlerini ortaya çıkarması ve faili meçhuller dönemi olarak bilinen sürecin aydınlatılması için kritik öneme sahip olduğu sık sık belirten Doğan Kasadolu konuyla ilgili çok sayıda çalışma yaptı.

Garih cinayetinde yoğun FETÖ şüpheleri dahil olmak üzere birçok kritik nokta gündeme geldi.

İşte  adeta Türkiye’nin kendisine bir borcu olan Garih cinayetine dair kayda geçmesi gereken çalışma, ifade ve değerlendirmeler;

GARİH CİNAYETİ GELİRKEN…

O TARİHİ DERGİ VE İÇERİĞİ:

Tarihler 25 Ağustos 2001’i gösteriyordu. Alarko Holding Başkanı Üzeyir Garih sansasyonel bir biçimde bıçak darbeleriyle öldürüldü. Garih’in cesedi Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bulundu. O günden bu yana üzerinde çokça spekülasyonun yapıldığı cinayete ilişkin perde halen tam olarak aralanmadı.

Türkiye’nin karanlıkta kalan cinayetlerinin aydınlatılması için kritik önemi olan   bu cinayetin aydınlanmasının gerekliliğini sık sık vurgulayan  Garih’i yakından tanıyan Doğan Kasadolu’nun konu ile ilgili yaptığı pek çok çalışma sonucu en son ulaştığı bulgular çerçevesinde bugün Filistin’de ve İsrail’de vuku bulmakta olan insanlık dışı savaşın temelini bu cinayetin oluşturduğu iddiasını gündeme getirdi.

GARİH CİNAYETİ GELİRKEN “O TARİHİ DERGİ VE İÇERİĞİ”

Dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron Ankara resmi ziyaret ve temaslarından sonra İstanbul’a gelerek Üzeyir Garih ve ailesi ile birlikte bir düğüne katılacağı programı üzerine;

Suikastlar ve sözde intiharlar tarihini ve karanlık yakın geçmişi yansıtması bakımından mutlaka arşivlere girmesi gereken 25 AĞUSTOS 2001 tarihinde Garih’in infazından iki hafta  önce infazı adeta ihbar eden Cuma Dergisi’nin 03-09 AĞUSTOS 2001 tarihli çok önemli sayısında “Katil Şaron Elinin Kanıyla Geliyor!” başlıklı bir analiz yer almıştı ki içeriğinde Beyrut Kasabı lakaplı Şaron’un vampir resmi vardı. Ve Üzeyir Garih’i ısırıyordu.

Doğan Kasadolu bu dergiyi Yenikapı bayilerinde alıp incelediğinde kadim dostuna suikast yapılacağını anladı.

YASER ARAFAT’LA DOĞRUDAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİ YAPTI VE SONUCA ÇOK YAKINDI

03-09 Ağustos 2001’de çıkan bu dergiden birkaç gün sonra 25 Ağustos 2001 günü Garih’in infaz haberi Türkiye’yi ve yurt dışını sarsmıştı.

Süreç buraya gelmeden önce Üzeyir Garih Yaser Arafat ile doğrudan barış görüşmeleri yürütmüş ve çözüme çok yaklaşmıştı. Garih’in tarafların anlaşmaları ve kan dökülmesine son verilmesi için sergilediği ve başarıya ulaşmak üzere olduğu  barış görüşmeleri malum Netanyahu’nun da Maliye Bakanı olarak görev yaptığı dönemin İsrail Faşist Hükümetince tehlikeli görüldüğünden Şaron’un dikkatini çekmiş ve bundan duyduğu  rahatsızlık kamuoyunda yankı bulmuş ve; 

Üzeyir’den önce de Filistin tarafı ile barış görüşmeleri yapan ve barışa çok yaklaşmışken katledilen İsrail Başbakanı Yitshak Rabin ile aynı kaderi paylaşması gündeme gelmişti.

ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ ADİL SERDAR SAÇAN’DAN ÇARPICI GARİH İFADELERİ

Cinayet döneminde Organize Suçlar Şube Müdürlüğü yapan Adil Serdar Saçan ile gerek televizyon programlarındaki açıklamalarında gerekse bire bir yaptığımız görüşmelerde ;  

“Yaptığı soruşturmada cinayette İsrail’den bir ekibin yer aldığını ve cinayet mahallinde de İsrail’li bir kadının kan izine rastladıklarını , bu cinayetin mutlak surette İsrail ayağının soruşturularak çözülmesi gerektiğini ısrarla vurgulamış olmasına rağmen bu cinayet soruşturmasında bazı ilişkilerin ortaya çıkmaması için YETKİLİ VE GÖREVLİ Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nden yazı ile alınıp Fetö’cü emniyet mensuplarına verdiğini, olay yerinde bulunduğu raporla tespit edilen İsrail’li bir kadının araştırmasını yaparken de olayda kriminal çalışmayı birlikte yürüttüğü dönemin Kriminal’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Samet Doğan’ın ise daha sonra çok şüpheli bir trafik kazasına kurban gittiğini , soruşturmayı yürütenlerin tamamının Fetöcü polisler olduğu , cinayeti de Yener Yermez isimli bir garibanın üzerine yıktıklarını defalarca söylemiş sonuçta bu cinayetin kamu vicdanında aydınlanmayan bir cinayet olarak yerini muhafaza etmiştir.

ÜZEYİR GARİH CİNAYETİNİ ÇÖZMEYENLERİN BUGÜN ORTADOĞUDA AKAN KANDAN SORUMLU OLDUKLARI TARTIŞMASIZDIR;

Yaser Arafat ile doğrudan yaptığı görüşmelerle ortadoğuda barışın kapısını aralayan Üzeyir Garih aynı nedenlerden İsrail Başbakanı Rabin’i katleden İsrail’li faşist ekibin cinayet eylem ve dosyasını Türkiye’de  Fetöcü teröristlere ihalesi ile uydurulan gerçek dışı senaryo sonucu   bu cinayet aydınlatılmamış katiller işlerine devam ederek günümüzde 7 Ekim 2023 tarihinden bu tarafa orta doğuyu kan gölüne çevirmişlerdir. 25 AĞUSTOS 2001 tarihinde Garih’in infazından iki hafta  önce infazı adeta ihbar eden Cuma Dergisi’nin 03-09 AĞUSTOS 2001 tarihli çok önemli sayısında “Katil Şaron Elinin Kanıyla Geliyor!” başlıklı analizi katillerle işbirliği yapmaları sonucu görmezden gelen ve Üzeyir Garih cinayetini ört bas eden , bu cinayeti çözmeyerek devamında katillerin eylemlerine devam etmelerini sağlayan FETÖCÜ ekiplerin

BUGÜN ORTADOĞUDA AKAN KANDAN SORUMLU OLDUKLARI TARTIŞMASIZDIR;

Doğan Kasadolu

İŞTE O DERGİ…

***

***

***

***

***

DOSYA YENİDEN AÇILDIĞINDA GARİH CİNAYETİNE İLİŞKİN KASADOLU’NUN GÖRÜŞLERİNİ DE İÇEREN AKŞAM GAZETESİ MANŞETİ BÜYÜK SES GETİRMİŞTİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir